Kayıtlar

Öne Çıkan Yayın

Kitap Okurken Etkili Not Alma Nedir? Nasıl Yapılır?

Bir kitabın dünyasına girdiğimiz andan itibaren etrafımızdaki çoğu şeyden haberdar dahi olmayız, bu adanmışlık insanda büyük bir aydınlanmayı ve bilgilenmeyi doğurabilir. Pek çok insan kitap okurken daha önce hayatında karşılaşmadığı veya önemli gördüğü bir bilgiye değer verse dahi genellikle not alma ihtiyacı duymaz. Beynin kısa ve uzun süreli hafıza kaynaklarını göz önünde bulunduracak olursak kitap okurken elde ettiğimiz o eşsiz bilgiyi unutmamız veya eksik hatırlamamız içten bile değildir. Bunların farkında olarak veya farkında olmayarak nadir de olsa bazı kimseler kitap kenarlarına çeşitli kısa notlar veya çizimler yapmaktadır. Kitap sayfalarını notlarla donatıp sayfanın ahengini bozmak bazı kimselerin hoşuna gitmese de etkili bir okumanın gerçekleşmesi için gerekli işlemlerden birisi olduğunu hatırlatmakta fayda var. Kitap sayfalarınızı kirletmekten korkmayın, bu sizleri kitaba daha yakın bir dost edecektir. Sadece bu kadarıyla da kalmaz sizi uyanık tutar her an tetikte olurs

"Deniz Üstü Köpürür" Türküsünün Hikâyesi

DENİZ ÜSTÜ KÖPÜRÜR TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ Her türkü yaşanmışlıklar üzerine var olmuştur. Anadolu’nun halk ozanlarının bağlamalarından dökülen türküler unutulmadan günümüze kadar varlıklarını korumuştur. Deniz üstü köpürür türküsünün garip bir öyküsü vardır. Ula’da yaşayan biraz saf tavırları bulunan Osman isimli genç bir gün köyde yapılacak olan düğüne gitmek için sabahtan hazırlanmaya başlar. Bu durumu fark eden annesi, oğlum daha akşama çok vakit var neden acele edersin hazırlanmak için der. Osman ise her zaman ki saf tavırlarıyla belli mi olur ana belki bir yavuklu bulurum kendime der ve hep birlikte gülüşürler. Akşam olup düğüne gittiği zaman gerçekten de Osman bir yavuklu bulur ve Gülayşe isimli güzeller güzeli kıza aşık olur. Köy yerinde gençler öyle ulu orta görüşemedikleri için Osman Gülayşe'yi görebilmek için düğün düğün gezmeye başlar. Katıldığı hiçbir düğünde Gülayşe ile konuşma fırsatını elde edemeyen Osman günden güne değişik tavırlar sergilemeye başlar. Durumu fark e

"Yandırdın Kalbimi Aman" Türküsünün Hîkayesi

 YANDIRDIN KALBİMİ AMAN TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ Aslında bu türkünün halk arasında iki farklı ismi vardır. Bazıları, yandırdın kalbimi aman demekteyken bazıları da sensiz yaşayabilmirem diye isimlendirmektedir. Aslen Azeri türküsü olan ve sevdiğine metiyeler düzen bir gencin duyguları anlatılmaktadır. Sevdiği kadına yürekten bağlı olan gencin sevdasını ve onsuz yaşayamadığını anlatırken hüzün yerine eğlenceli bir ritimle söylemeyi tercih etmesi bu aşkın ona ızdıraptan çok yaşama sevinci verdiği türkünün sözlerinden anlaşılmaktadır. Yandırdın kalbimi aman, ey kaşları keman, ey sevgili canan derken sevdiğinin güzelliğini kaşlarının güzelliği üzerinden anlatmaktadır. Ülkemizde oldukça sevilen bu Azeri türküsünü birçok sanatçı seslendirmiştir. Türkünün gerçek hikayesi tam anlamıyla bilinmemektedir. Anlatılan hikayeler dilden dile aktarılarak günümüze kadar gelmiştir.

"Hekimoğlu" Türküsünün Hîkayesi

HEKİMOĞLU TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ Hekimoğlu türküsünün hikayesi de diğer türküler gibi bir aşk hikayesine dayanır. Fakat türküde asıl anlatılan acı bir aşk hikayesinden ziyade hekimoğlunun dağlarda geçen yiğitliklerle dolu yaşamı konu alınmıştır. Hekimoğlu yaşadığı köyün en zengini olan ağanın kızına gönlünü kaptırmış ve sevgisi de kız tarafından karşılık bulmuştur. Ancak, kız köyün zenginlerinden olan bir ağa oğlu ile nişanlıdır. Kız hiçbir zaman nişanlısını sevmemiştir. Hekimoğlu ile genç kız köyün çıkışında gizli gizli buluştukları bir gün yoldan geçmekte olan bir köylü genç aşıkları görür ve hemen nişanlısına gidip durumu anlatır. Öfkeden deliye dönen nişanlı bir pusu kurup hekimoğlunu öldürmeyi düşünmektedir. Planını gerçekleştirmek için erkek kardeşini de yanına alıp hekimoğlunun akşam namazını kıldıktan sonra camiden çıkmasını beklerler. Mertliği ve yiğitliğiyle nam salmış olan Hekimoğlu pusuyu fark eder ve önce davranıp silahını ateşleyerek genç kızın nişanlısının erkek kardeşi

"Eklemedir Koca Konak" Türküsünün Hîkayesi

EKLEMEDİR KOCA KONAK TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ Eklemedir koca konak eklemedir türküsünün çok enteresan bir hikayesi vardır. Olay Cumhuriyetin kurulmasından çok önce yaşanmıştır. Osmanlı egemenliği altında bulunan şehre görevli olarak bir bey atanır. Bu şehrin Denizli olduğu rivayetler arasındadır. Görevini icra etmek için giden bey oldukça zengin olduğu için ve İstanbul’dan gelmiş olmanın verdiği öz güvenle kimseye danışmadan şehrin en güzel yerine oldukça gösterişli üç katlı bir konak yaptırır. Konak o kadar güzeldir ki namı İstanbul’a kadar gitmiştir. Yetki ve konum olarak beyden daha üstün olan vali, bu duruma bozulmakta ve kimsenin ondan daha güzel bir yerde yaşayamayacağını söyleyerek bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünür. Birgün hanımıyla dertleşirken aklına bir fikir gelir, ben bu şehrin valisiyim ne istersem yapabilirim der. Hemen ertesi gün konağı yıktırır. Konaktan vazgeçmeyen bey yıkılan konağı eklemeler yaparak tekrar yaptırır. Eskisi kadar gösterişli olmayan konağın öyküsü

Dünya Çapında Faaliyette Olan Türkoloji ve Türk Dili Bölümleri

Dünya Çapında Faaliyette Olan Türkoloji ve Türk Dili Bölümleri Dünya çapında Avrupa'da Türkçe eğitim veren üniversiteler şu şekildedir. Bu üniversiteler sadece bazılarını belirtmektedir. İçerisinde dernek veya özel kurumlar yer almamaktadır: Amerika - Colombia Üniversitesi, George Town Üniversitesi, Harvard Üniversitesi, Maryland Üniversitesi, Princeston Üniversitesi, The Ohio State Üniversitesi ve diğer kuruluşlardaki Türkçe Eğitim Bölümleri. Almanya -  Karlsruhe Pedagoji Yüksek Okulu ile Türkçe dil eğitimi, Essen Üniversitesi'nde Türkçe öğretmenliği bölümleri ve Türkçe eğitim alanı, Mainz Üniversitesi, Hamburg Üniversitesi'nde Türkoloji Bölümü fırsatı, Heidelberg Üniversitesi Avustralya - Avustralya Milli Eğitim Üniversitesi'nde Türkçe Eğitim Bölümü bulunmaktadır. Azerbeycan - Bakü Devlet Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Bulgaristan - Shoumen Üniversitesi ile Türk Filolojisi Eğitimi ve Bölümü, Sofya Üniversitesi - Türkoloji Bölümü Çin - Pekin Ya

Roald Dahl- Charlie'nin Çikolata Fabrikası Kitabı Tahlili

     Charlie'nin Çikolata Fabrikası adlı kitap Charlie ve ailesinin yaşamış olduğu maddi zorlukları anlatarak başlar.     Charlie, ailesiyle minik bir kulübede yaşayan zeki bir çocuktur. Maddi durumun getirisi olan zorluklar Charlie'yi üzmektedir ancak elinden hiçbir şey gelmez. Her şeye rağmen mutlu olan Charlie, dedesinin ona anlattığı masalları çok sevmekte ve dinlemekte. Bir gün dedesi Charlie Bay Wonka ve Hint Prensi'nin etkileyici masalını anlatır. O günden itibaren Charlie çikolatayı sevmeye başlar. Ancak Charlie, doğum günlerinde çikolata yiyebilmektedir. Çünkü maddi imkanın yoksun olması doğum günlerinde çikolata alabilme imkanı sağlıyor. Bir gün haberde Bay Wonka'nın çikolata fabrikasını devredeceğini söyler. 5 çikolatanın içine eklenen davetiye şanslı çocukları belirleyecek. Charlie, zar zor topladığı para ile çikolata almasına rağmen davetiye ona çıkmaz. Yerde bulduğu parayı son umut çikolata almaya harcar ve davetiye ona da çıkar. Artık Charlie 5 şanslı

Antoine de Saint-Exupéry- Küçük Prens Kitabı Tahlili

Resim
      Küçük Prens kitabı, boğa yılanının avını yemeye çalışırken resmedilen bir karenin 6 yaşındaki çocuk tarafından anlatılmasıyla başlar. Resimden aşırı derecede etkilenen çocuk, boğa yılanını fili yutmaya çalışırken resmeder ve büyüklerine resmini gösterir. Resmin ne anlattığı konusunda yanlış fikirler yürüten aile üyeleri, çocuğa resmi bırakıp matematik gibi derslere yönelmesini önerir.  Uzun yıllar geçmesinin ardından çocuk büyür ve pilot olur. Sahra çölünde kaza yapar ve iniş yaparlar. "Bana bir koyun resmi çizer misin?" sesiyle uyanır ve sesin sahibi Küçük Prens'le o an tanışır. 6 yaşındayken çizdiği boğa yılanı ve av olan fil resmini çizer ancak Küçük Prens resmin koyun resmi olmadığını ve resimdekinin boğa yılanının fili yutmaya çalıştığını söyler. Kitap bu şekilde devam eder ve Küçük Prens kendinden bahseder. Gezegenleri dolaştığını farklı meslekte insanlar tanıdığını ve güzel bir gülü olduğunu anlatır.  Küçük Prens kitabı, Prens'in gezegenine dönüp